Blog Details

Olympos Antik Kenti

Olympos Antik Kenti – Mitolojiden Günümüze Saklı Bir Uygarlık

Antalya’nın Kumluca ilçesi sınırlarında, Beydağları Sahil Milli Parkı’nın eşsiz doğası içinde yer alan Olympos Antik Kenti, tarihî derinliği ve mistik atmosferiyle hem arkeologların hem de gezginlerin büyüyle ziyaret ettiği bir yerdir. Akdeniz’in kıyısında, çam ormanlarının arasında ve bir nehrin iki yakasında kurulmuş bu şehir, sadece taş kalıntılardan ibaret değil; aynı zamanda mitolojik anlatıların, korsan hikâyelerinin ve özgürlükçü Likya halkının yaşam izlerini barındırır.

Likya Birliği’nin Özgür Şehri

Olympos’un kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, M.Ö. 2. yüzyılda Likya Birliği’ne katıldığı bilinmektedir. Antik kaynaklara göre, Likya’nın altı büyük şehrinden biri olan Olympos, bu nedenle mecliste üç oy hakkına sahipti. Bu durum, şehrin dönemin siyasi yapısında ne denli önemli bir yer tuttuğunu gösterir.

Likya uygarlığı, özgürlükçü yapısıyla bilinir. Her şehir kendi yönetimini oluşturur, ancak ortak kararlarda Likya Birliği çatısı altında buluşurdu. Olympos da bu demokratik yapının önemli bir parçasıydı. O dönemden kalan yazıtlar, halk meclisinin kararlarını ve seçilmiş yöneticileri belgelemektedir.

Roma ve Bizans Etkisi – Altın Çağ ve Dönüşüm

M.Ö. 78 yılında Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine giren Olympos, bu süreçte büyük bir dönüşüm geçirmiştir. Şehir, korsan saldırıları nedeniyle Roma Senatosu tarafından temizlenmiş, ardından büyük bir kalkınma yaşamıştır. Roma döneminde inşa edilen tapınaklar, hamamlar, tiyatrolar ve mezar anıtları, şehrin altın çağını gözler önüne serer.

Bu içerik Bir Harika..!  Saklıkent Kanyonu ve Kayak Merkezi

Bizans döneminde ise Olympos dini bir merkez hâline gelmiştir. Bu dönemde kiliseler inşa edilmiş, dini ayinler ve etkinlikler şehrin sosyal yaşamına yön vermiştir. Ancak zamanla şehir önemini yitirmiş, doğal afetler ve ticaret yollarının değişmesiyle terk edilmeye başlamıştır.

Mitolojik Derinlik – Olympos’un Efsaneleri

Olympos adı, Yunan mitolojisinde tanrıların yaşadığı dağ olan “Olympos”tan gelir. Her ne kadar buradaki dağ, bugünkü Tahtalı Dağı olsa da, bölge halkı için bu isim efsanevi bir anlam taşımaktadır. Şehir ve çevresiyle ilgili en çok bilinen mitolojik unsur ise Yanartaş (Chimaera) efsanesidir.

Yanartaş, Olympos’un birkaç kilometre kuzeyinde yer alır ve yer altından çıkan doğal gazların alev almasıyla sürekli yanan bir tepe görünümündedir. Antik dönem halkı bu alevleri Chimaera adlı efsanevi bir canavarın nefesi olarak kabul etmiş, Bellerophon’un bu yaratıkla burada savaştığına inanmıştır. Bugün hâlâ gece saatlerinde alevlerin görünmesi, ziyaretçilere masallardan fırlamış bir atmosfer yaşatır.

Doğayla İç İçe Bir Antik Şehir

Olympos’u diğer antik şehirlerden ayıran en önemli özelliklerden biri, doğayla bu denli bütünleşmiş olmasıdır. Kent kalıntıları, ormanlık bir alanın içinden geçerek sahile kadar uzanır. Roma tiyatrosu, tapınaklar, mezarlar, lahitler ve agora gibi yapılar ağaçların, sarmaşıkların ve kuş seslerinin arasında yükselir. Bu doğal örtü sayesinde Olympos, yalnızca bir arkeolojik alan değil; aynı zamanda bir doğa yürüyüşü rotasıdır.

Şehir, aynı zamanda Akdeniz kıyısında nadir görülen bir deniz ve nehir birleşimiyle kurulmuştur. Antik liman, bugün sazlıklarla dolu olsa da, bir zamanlar bölgenin en işlek ticaret noktalarından biriydi. Nehrin iki yanına kurulan şehir, köprülerle birbirine bağlanmıştır. Bu köprülerin ayakları hâlâ ayaktadır ve zamanın mühendislik başarısını yansıtmaktadır.

Olympos Tiyatrosu ve Diğer Yapılar

Olympos Antik Tiyatrosu, yamaca yaslanmış yapısıyla tipik bir Roma tiyatrosudur. 3000 kişi kapasiteli olduğu tahmin edilmektedir. Bugün büyük kısmı yıkılmış olsa da sahne kısmındaki bazı taş işlemeler, dönemin sanatsal anlayışı hakkında bilgi verir.

Bu içerik Bir Harika..!  Adana Ulu Camii

Şehirde ayrıca Roma dönemine ait bir hamam, agora (şehir meydanı), tapınak kalıntıları, bazilika, nekropol ve çok sayıda mezar yapısı yer alır. Özellikle “anıt mezarlar” olarak adlandırılan lahitler, mitolojik figürler ve sembollerle süslenmiştir. Bu süslemeler arasında güneş motifleri, aslan kabartmaları ve savaş sahneleri sıkça görülür.

Ekosistem ve Biyolojik Çeşitlilik

Olympos, Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içinde yer alır. Bu da onu yalnızca arkeolojik değil, aynı zamanda biyolojik bir hazine hâline getirir. Endemik bitki türleri, çam ağaçları, defne, mersin, zeytin ve keçiboynuzu ağaçları bölgeye hâkimdir. Kuşlar, kelebekler ve sürüngenler başta olmak üzere birçok hayvan türüne ev sahipliği yapar.

Bölgede bulunan Çıralı Plajı ise Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanlarından biridir. Bu nedenle Olympos ve çevresi özel koruma altına alınmıştır. Gece sahile çadır kurulması, ateş yakılması ve ışık kullanılması bu koruma kapsamında yasaklanmıştır.

Günümüzde Olympos – Sırt Çantalıların Cenneti

Bugün Olympos Antik Kenti, alternatif turizm anlayışıyla tanınır. Özellikle sırt çantalı gezginlerin, doğa yürüyüşçülerinin ve kampçıların tercih ettiği bir destinasyon hâline gelmiştir. Şehir çevresinde yer alan ağaç evler, pansiyonlar ve kamp alanları ile doğayla iç içe konaklama imkânı sunulur.

Likya Yolu üzerinde yer alması sayesinde, Olympos birçok yürüyüşçü için rotanın önemli duraklarından biridir. Likya Yolu’nun Akdeniz’e paralel giden manzaralı patikaları, Olympos’ta adeta geçmiş ve doğayı birleştirir.

Ayrıca Olympos sahili, yüzmek, kano yapmak, doğa yürüyüşü gerçekleştirmek ve gün batımını izlemek için mükemmel bir noktadır. Sabahları sessizliğiyle, akşamları ise kamp ateşi etrafında buluşan gezginlerin sohbetleriyle eşsiz bir atmosfer sunar.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *